Dilimize
"Erteleme Hastalığı" olarak geçen "Procrastination",
hedeflerimize ulaşma konusunda önümüzdeki kâbuslardan biri olarak karşımıza
çıkıyor. Projeleri, sınav hazırlıklarını, ev işlerini, yani neredeyse her
işinizi son dakikaya bırakıyorsanız, özellikle “bir işi hafta başında yapmaya
başlıyorum” diye çok sık söyleniyorsanız siz de bir erteleyici
olabilirsiniz.
Peki, ertelemeye ne neden olmaktadır?
Gerçekleştirilemeyecek hedefler belirlemek, “yapamayacağım”, “başaramayacağım”,
“zayıflayamıyorum” gibi düşüncelere sahip olmak ertelemeye neden olmaktadır.
Erteleyici olmak hem belirlediğiniz hedefe hem de size bağlıdır. Ulaşmak
istediğiniz hedefi sıkıcı bulmanız, motive olamamanız, dağınık olmanız, hedef
nedeniyle zorlanmış, tükenmiş ve yorgun olmanız, karar verme konusunda sıkıntı
yaşamanız, mükemmeliyetçi olmanız, belirsiz hedeflere sahip olmanız, birçok
şeyi aynı anda ve kısa sürede yapma isteğiniz ertelemeye neden olan tutum ve
düşüncelerdir.
"Mukadder
hanım fazla kiloları olduğunu ve bunları vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu
kilolardan kurtulursa neler kazanacağını, ne kadar güzel ve sağlıklı olacağını
da bilir. Kiloları vermemiş olmakla ne kadar üzüldüğünü ve neler kaybettiğini
de bilir. Bu kiloları gerçekten vermek istediğini de düşünmektedir. Başarılı ve
kalıcı bir zayıflama sisteminde de bulunmasına rağmen, Mukadder hanım bir türlü
bu kilolardan kurtulamaz! Sanki görünmez bir kuvvet onu engellemektedir. Soru
Mukadder hanımı durduran nedir? "
Başarmayı
istediğiniz ve başarabileceğiniz inandığınız hedeflerinizi düşünün. Bu
amaçlarınızı gerçekleştirmek için neler yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Bunları niçin yapmanız gerektiğini de biliyorsunuz. Bunları yapmamakla neler
kaybettiğinizi, yaparsanız neler kazanacağınız da biliyorsunuz. İsterseniz
nasıl yapabileceğinizi de biliyorsunuz. Buna karşın yine de yapmıyorsunuz!
Erteleme,
genellikle kişinin kendisini aldatmasının bir sonucudur; işlerinizi ertelemek
normalde yapacağınız süreden daha fazla zaman almasına neden olacaktır. Hiçbir
şey yapmamanız, ya da önemli olmayan işleri yaparak vakit geçirmeniz, esas
yapmanız gereken işlerinizin birikmesine neden olacaktır. Ertelemeyi sürekli
tekrarladığınızda ise, alışkanlık haline gelecektir. Bu da atalet sorununu
oluşturacaktır.
Atalet, kısaca "eylemsizlik hali" demektir. Yavaşlık, isteksizlik, tembellik, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket etmek, kendini çağıran insana başını kaldırmadan kaşını kaldırarak bakmak, miskinlik, ertelemecilik, mazeretçilik, sitemkarlık, kötümserlik, şevksizlik, depresiflik birer atalet göstergesidir.
İnsanlar ataletten neden kurtulamıyor?
1.)
Durumun farkında
olmamalarıdır. (UYANMA GERÇEKLEŞMEMESİ)
2.)
Kişilerin
ataletin nedenini kendi içlerinde değil dışlarında arama eğilimine sahip
olmasıdır. (BAHANE ÜRETME )
3.)
Ataleti
yenmek için de ataletten kurtulmuş olmanın gerekmesidir. (EYLEM GÖSTERME)
Ataletin oluşumu iki aşamada
gerçekleşir;
Birinci
aşama, yapması gerekenleri görememek (körlük). İkinci aşama, yapması
gerekenleri gördüğü halde eyleme geçmemektir.
Şok
değişimlere karşı kişiler, kurumlar ya da toplumlar reflekslerini kullanarak
harekete geçebilirler. Oysa kademeli oluşan değişimleri bünye tam algılayamaz.
Bu durumun tipik örneği meşhur “Suyu ısınan kurbağa” deneyidir. Bir kurbağa
sıcak suya direkt atılır. Yaşadığı “şok değişim”in etkisiyle kurbağa zıplayarak
atıldığı kaptan çıkar. İkinci denemede kurbağaya bu defa içinde oda
sıcaklığında su bulunan bir kaba konur. Kap bir ısıtıcının üzerine konur ve
kurbağanın suyu ısınmaya başlar! Su ısındıkça kurbağa gevşemeye, rehavete ve
atalete düşmeye baslar. Suyun sıcaklığı “yakıcı” seviyeye ulaştığında kurbağa
zıplayıp kaptan dışarı çıkmaya çalışır, ama artık bacak reflekslerinin
“çalışmadığını” görür. Ataletin insanı etki altına alma şekli de yaklaşık
olarak böyledir.
İnsanların
hayat karşısındaki “duruşları” da kurbağanınki ile pek çok noktada benzerlik
gösterir. Pek çok kişi, ya hiç eyleme geçmez ya da artık eyleme geçmenin dahi
sorunu çözemeyeceği noktada bir şeyler yapmaya başlar.
Yapılması
gereken bir işi tamamlamanın verdiği hazzı, hiç bir internet sitesi veya
bilgisayar oyunu veremez. Bu nedenle, kısa süreli hazları boş verin, yapmanız
gereken işleri sadece yapın! Unutmayın, ne kadar olduğu önemi yok! 1 her zaman
0’dan daha büyüktür. J
İşte
bu kadar basit! Hemen kendinize bir tarih belirleyin. Küçük, ulaşılabilir bir
hedef seçin. Kendinizi bu işe adayın. Küçük bebek adımlarıyla ilerleyin.
Sorumluluk alın ve kendinizi motive etmeyi unutmayın. Ne olursa olsun,
hedefinize ulaşmak için yapmanız gerekenlerden asla vazgeçmeyin.
Yapabilirsiniz. Gerçekten. :)
Destek almak ve içinde bulunduğunuz durumları açıklığa kavuşturup çözüm bulmak adına lütfen TIKLAYARAK bilgilerinizi bırakınız, biz sizi arayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder